Kuantum Düşünce Tekniği Eğitmeni, Yazar, Kuantum Düşünce ve Yaşam Merkezi Kurucusu R. Şanal edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında R. Şanal hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. R. Şanal hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. Kuantumdüşünce tekniği insanın hayatıyla ilgili her alanında kullanılabiliyor. Yani, kabaca saydığımız zaman eğitimde kullanılabiliyor. Daha hızlı öğrenmek, kalıcı, zevkli, keyifli öğrenmek konusunda sağlıklı kullanılabiliyor. KuantumDüşünce Tekniği book. Read reviews from world’s largest community for readers. Diğer katmanları da sırası ile 4 eV, 6 eV, gerek kuantum bilgisayarlar gerek kuantum düşünce tekniği ve hatta kuantum zayıflama yöntemleri (!) ile sürekli duyduğumuz bu konuda Algoloji Uzman Prof. Dr. Haktan Karaman, Kuantum ve Sufizm Eğitmeni Murat Tulga Buyruk ve İletişim Uzmanı Meriç Turgay; Diş Hekimi Dr. Dt. Şahin Durmuş ve Demet Şener ile Biz Bize programına konuk oldu. Kaynak: tv100. 26.03.2022 16:55. kuantum bilinçaltı. Bu düşünce biçimi bizim hücresel bellek düzeyimizi, bilinçaltımızı ve tüm hayatı etkileyerek zincirleme reaksiyonlara neden olur. Kuantum Düşünce üst nitelikli bir düşünme biçimidir. Sıradan düşünce biçimleri kendisini tekrar eden, etkisiz ve sınırlı enerjilerdir. Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha IBzqR82. KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ EĞİTİMİ Posted on 20/11/2013 Updated on 08/01/2014 KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ EĞİTİMİ Düşünceler hayatımızı oluşturur! Nasıl düşünürsek, öyle yaşarız! Sıradan düşünceler birbirini, tekrar eden etkisiz ve sıradan enerjilerdir. Değiştirme ve oluşturma güçleri düşünce tekniği derinde ,bilinçaltı düzeyde çalışır. Kuantum düşünce tekniği ,Kuantum fiziğinin klasik anlamdaki maddenin enerjiye dönüştürdüğü alandan yararlanır. Bu alanda atom altı parçacıklar hızla hareket eden enerji parçacıklarını etkiler ve insan düşüncesinin yaydığı enerjiye yanıt verirler. Kuantum alanın bir noktasına yapılan etki bütünü etkiler. Siz bir şey düşündüğünüzde, bundan tüm alan etkilenir. KUANTUM DÜŞÜNÇE TEKNİĞİ Bu Teknik Pratik Olarak Hayatımızda Ne Gibi Yararlar Sağlar? Gelişmemiz için gereken bütün araçlar; yani uygun -iş – eş – yaşam alanı -ev -ruh sağlığı -bedenimizin sağlığı -haz ve mutluluk algımız bu yüksek frekanslı enerjiden nasibini alır. Siz, sınırlayıcı ve engelleyici düşünce kalıplarınızı fark edip, bunların yerine güçlendirici inançlarınızı koyduğunuzda; hayatınız bu yeni inançlarınız doğrultusunda değişmeye başlayacaktır. Sizin için en uygun kişi, en uygun imkan, size en uygun zamanda karşınıza çıkacaktır. Ve… Yapmanız gereken tek şey uzanıp onu almak olacaktır! Kuantum Düşüne Tekniği ile doğuştan, doğal olarak hakkınız olan mutluluğu, bereketi, bolluğu ve sevinci yaşamanıza imkan tanımış olursunuz. Kuantum Düşünce, sağlıklı ve güçlü bir beden için de uygun bir zemin hazırlar. Bizim düşünce ve kabullenişlerimiz direkt olarak bedene etki yapar. Bedenimiz aslında bir enerjidir. Korku,kaygı,öfke, suçluluk duyguları bütün hücrelerimizin beslendiği enerjide azalmalar yol açar. Kuantum Düşünce Tekniği; kendimizi tanımaya, başkalarını anlamaya, evrensel sistemin işleyişini fark etmekten doğan bilgeliğe ulaştırarak beden enerjimizi de düzene sokar. Kişiler daha güçlü canlı ve güzel olurlar. Hayat misyonumuzu fark etmek ve ona adım adım ulaşmak yönündeki çabalarımızı destekler. Kendi içsel kodlamanızdaki yapmanız gereken işinizle ilgili ipuçlarını yakaladıkça adımlarınız hızlanır. Kuantum Düşünce hayatımıza daha çok bolluk ve bereket çekmemizi de sağlar. Kendimizle ilgili derin içsel vizyonumuzu değiştirdikçe daha çok bolluk hayatımıza akmaya başlar. Genel anlamda zenginlik; sahip olduğumuz şeylerle ruhsal varlığımıza kattığımız değerler arasındaki dengeyi anlatır. Çok paraya sahip olmak tek başına zenginlik işareti olmayabilir. Önemli olan bu parayla ne yaptığınızdır. Daha çok kahkaha, daha çok dostluk, daha çok sevgi, daha çok deneyim ve daha çok hayır üretebiliyorsanız o zaman zenginsiniz demektir. Sizde eğer Kuantum Düşünce Tekniği ni öğrenmek yaşamın temel amacı olan sevinç duygusunu yüreğinizde hissetmek ve hayatınızı kolaylaştırmak istiyorsanız, İki günlük KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ temel eğitimine katılabilirsiniz. Eğitmen Yasemin Eren Eğitim süresi 2 tam gün 23 Kasım Cumartesi ve 24 Kasım Pazar günü saat. 1000 ile 18 00 arası kayıt icin0533 492 57 47den Vimala Meral ile bağlantıya geçebilirsiniz! ’Kuantum Düşünce’’ üst nitelikli bir düşünme biçimidir. Sıradan düşünce biçimleri, kendisini tekrar eden, etkisiz, sınırlı ve kişiyi ilerletmeyen enerjiler yaratır. Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha çok kuruntu, başıboş hayaller ve yetersizlik biçiminde akar. ’Kuantum Düşünce’’ derin düzeyde oluşur. Özel bir bilinç düzeyine girerek, özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumları içerir. Bu düzeyde insan, yaratılışından kendisine bahşedilen yeteneklerini keşfederek, kendi hayatının efendisi durumuna geçer. Kişinin sosyal ve iş yaşamında gözle görülür biçimde bir verimlilik artışı, mutluluk ve başarı yaşanır. Neden Gereklidir? Kuantum Düşünce Tekniği, kişinin zihinsel süreçleriyle ilgilenmekten çok bilinçaltı kalıpları ile ilgilenir; her insanın içinde doğal olarak var olan yaratıcılığın ve bilgeliğin önündeki engelleri kaldırır. Bilinçaltı kalıpları, kişinin davranışlarını belirler. Zihinsel olarak bir eğitim ve öğrenimden geçmek, davranışlarda kalıcı bir şekilde istenen sonuçları oluşturmaz. Konuşmak, anlatmak, öğretmek kişinin yaratıcılık, girişimcilik, konsantrasyon, ikna, duygusal zeka vb. yeteneklerinin harekete geçirilmesinde yetersiz kalan yöntemlerdir. Tekniğin kişiye en önemli katkısı yetenek, beceri ve bilgilerin önünü açıp, kişinin performans kapasitesini artırmasıdır. Eski Alışkanlıklar ve Yeni iş Modeli – 2015 Öncesi Alışkanlıklar ile İş Yaşamı Nasıldı? 2000’den sonra tüm dünyada iş yaşamında bazı kavramlar öne çıktı. Bunlardan bazıları; İçinde bulunduğun şartları kabul etmek yerine bu şartları değiştirmek, Motivasyonu korumak yerine motivasyon yükseltmek, Yapılması gerekeni yapmak yerine doğru olanı yapmaya odaklanmak, Sayılara ve görev tanımlarına odaklanmak yerine kaliteli hizmete ve müşteriye odaklanmaktır. Bunun sonucunda aşağıdaki durum kaçınılmaz oldu Çalışanların içinde bulunduğu şartlara meydan okuması istendikçe, elbette sürekli meydan okuması gereken şartlar oluştu. Liderlerden, çalışanlarının motivasyonlarının sürekli yükseltilmesi için çaba harcaması istendikçe, elbette motivasyonu düşük ve sürekli destek isteyen çalışanları çoğaldı. Çalışanlar doğru olanı yapmaya odaklandıkça, düzeltilmesi gereken birçok yanlış ile karşılaştı. Müşterilerinin problemlerini ve şikayetlerini çözmeye odaklandıkça, sürekli şikayet ve problemle karşılaştı. Kapasitelerinin %99,9’unu oluşturan bilinçaltını yok sayarak, sadece %0,01’lik kapasiteli bilinç düzeyinde karar vermeye çalıştıkları için kararlarındaki isabet oranı düştü. Bu eski alışkanlıkları geliştirmek için, bireyin kendisi ile ilgili algısını değiştirmesi gerekir. Bu da ancak temel stratejisini bilinçaltı düzeyde değiştirip yeni fikirler, yeni düşünceler, yeni hedeflerle bütünleştirdiğinde olur. – Milenyumun 15. Yılında Yeni İş Modeli Neleri Zorunlu Kıldı? Mesleki geleceğini ve umutlarını bir an önce gerçekleştirme beklentisi içinde olanların, kendilerini başarıya götürecek yeni iş alışkanlıkları geliştirebilmeleri için zihin haritalarını yeniden yapılandırmaları gerekmektedir. Artık işe alım ve terfi sürelerinde İK yöneticileri, çalışanlarının sahip olduğı fiziksel ve demografik niteliklerinin yanında bu nitelikleri gerçek anlamda yaşamlarına ve tabii ki iş sonuçlarına yansıtmalarının önündeki en büyük engele, yani çalışanın kendisini tanımasına odaklanmak zorundadır. Öneri, talimat ve yönergelerle kişinin davranışını değiştirmek yerine zarar verici davranışlara sebep olan biliçaltındaki ’temel negatif stratejileri’’ni değiştirmelerini sağlayarak, bilinç değişimi yaratmak çok daha kolay ve kalıcı bir seçenektir. Kuantum Düşünce Tekniği ile Bireysel Değişim ve Profesyonel Yansımaları Hiçbir dış sebebe bağlı olmayan ve giderek artan bir huzur ve dinginlik duygusu yaşanır. Kendisi hakkında giderek artan bir memnuniyet hali oluşur; mizahî bakış açısı gelişir. O “An”da ve ’Orada’’ olma becerisi ile doğru zamanda doğru yerde bulunabilme yeteneği artar. Başka insanları, yüzeysel davranışlarına göre değerlendirmek yerine ÖZ’leri doğrultusunda değerlendirmek, onları kolayca anlamak ve yargılamadan kabul etmek ön plana çıkar. Algı ve dikkat gücünde artış görülür. Gerçeğin bir anda aracısız kavranması, olaylar arasındaki anlam ilişkisini çabuk kurabilme yeteneği gelişir. Her şeye daha geniş bir perspektiften ve ego ötesi bir açıdan bakabilme derinliği artar. Koşullara uyum gösterme yeteneği çoğalır. İş Yaşamına Yansıması; Değiştiremeyeceği koşulların aslında onun yararına olduğunu bilir. Bu koşullarla işbirliği yapar. Çatışmalar azalır; olumlu iletişim artar. Dedikodu ve negatif düşünce azalır. Farklılıkların sinerjisinden faydalanma, çalışanların birbirine yaklaşması ve birleşmesi olarak yansır. Durumların derinlemesine görülmesini ve olayların özünün algılanmasını sağlar. Doğru ve hızlı kararlar alınmasında, isabetin artması olarak yansır. Belirli iş yapış kalıplarının sınırlı stratejilerinden sıyrılır. Şirket vizyonuna yaratıcı katkının artması olarak yansır. Her durum için yeni çözümler, farklı yaklaşımlar yaratır. Değişen şartlar karşısında yaşanan stresin azalmasını sağlar. Bütün davranışların, tutumların ve inançların gerisinde ’çekirdek bir strateji’’ yatar. Bu strateji daha çok bir bireyi engelleyen ve yerinde saydıran kalıplardan oluşur. Bir tür zihinsel matrikstir ve hayatın bütün diğer alanları bundan doğrudan etkilenir. Daha çok bireyin kendi olamaması ve kendi varlığını reddetmesi ile ilgilidir. Kendi varlığını reddeden birey sahip olduğu potansiyeli yaşamın hiçbir alanına aktaramaz; dolayısıyla katma değer oluşturamaz. Bireylerin çekirdek stratejileri değiştiğinde temelde hayata bakışları ve dolayısıyla iş sonuçları değişir. Yani ’zihninizi, istediğiniz ve arzuladığınız iş sonuçlarına “sözde değil özde” olumlu yönde odaklarsanız, “içeride” bir dönüşüm başlar. Bu da “dışarıda” bunu başarmanız için uygun fırsatların oluşmasını sağlayacak bir çekim alanı yaratır.’’ Şirketlerin çekirdek stratejileri de sahiplerinin çekirdek stratejilerinden ve/veya üst düzey yöneticilerinin toplamdaki çekirdek stratejilerinin karmasından oluşur. Şirketlerin artı değerlere geçmesi ancak çalışanların kendi değerlerini anlaması ve içinde var olan gücü açığa çıkararak şirket hedefleri ile ortak sinerji yaratabilmesi ile mümkündür. Bireylerin elde ettikleri başarısız ’sonuç’’ ların değiştirilmesinin en kolay ve kesin yolu, bu başarısız sonucu oluşturan ’negatif çekirdek strateji’’lerinin saptanması ve pozitife dönüştürülmesinden geçer. Zamanı doğru kullanma, stres yönetimi, takım çalışması, çatışma yönetimi, mükemmellik, koçluk becerileri, liderlik vb. eğitimler bu temel stratejinin değişimi ile birlikte daha anlamlı sonuçlar yaratırlar. Egosundan sıyrılan birey sonuç ile onu oluşturan neden arasında anlamlı bir ilişki olduğunu görür. Kuantum Düşünce, yeni çağın İnsan Kaynakları Yönetimi ve Liderlik anlayışının yadsınamaz bir parçasıdır. RENGARENK EĞİTİM İÇERİĞİ Anıl Şehirlioğlu ve Şebnem Tacigut tarafından verilen eğitim; öğretmen, hekim, bürokrat, parti üyesi, yönetici, anne- baba, psikolog, antrenör, spor koçları, yaşam koçları, okul yöneticileri, doktorlar, hastane yöneticileri, tüm girişimciler, küçük işletme sahipleri ve üst düzey yöneticiler gibi profesyoneller için idealdir. İnsanlık kadar eski olmasına rağmen ruh bilimin bir bilim dalı haline gelmesi, geçtiğimiz yüzyılın başlarına denk gelir. Diğer pozitif bilimler gibi laboratuvar ortamında ölçümü ve sayısal verilere dökümü zor olduğundan, psikolojinin çok az kesin aksiyomları var. Ancak psikoloji tarihini yakından incelediğimizde, çalışmaların fizikle beraber sürdürüldüğü bir dönem olduğunu görürüz. Bu konuya girmeden önce, “bulaşık makinemizi korumaktan hayatımızı değiştirmeye kadar mucizevi sonuçları olan” şu kuantum neymiş gelin inceleyelim. Kuantum nedir? Kuantum teorisi mikroskobik dünyanın nasıl işlediğini açıklayan kuramdır. Mikroskobikten kastımız maddenin yapı taşı olan atomların, moleküllerin ve atom altı parçacıkların dünyasıdır. Kuantum teorisi bilimin en güçlü, en önemli ve en temel matematiksel fikirler bütünüdür ve dünyanın işleyişini anlamamızda o kadar temel bir yere sahiptir ki günümüzdeki teknolojik gelişmelerin çoğunu onsuz anlayamayız. Kuantum olmasaydı ne televizyon, ne bilgisayar, ne mikrodalga fırın ne de cep telefonu olurdu. Bununla birlikte fizikçiler bile kuantum mekaniğinin ne olduğunu tam olarak bilmiyor. Kuantum teorisi mikroskobik dünyanın nasıl işlediğini açıklayan kuramdır. Kuantum dünyası şans ve olasılığın egemenliği altındadır ve hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bu dünyada atom kendi haline bırakıldığında farklı, “gözlemlendiği” zaman çok farklı davranır. Yani bu ilginç dünyada “gözlemci” atomun davranış tarzını “etkileyebilir”. Kaynaması için başında beklediğiniz suyun bir türlü kaynamaması bu duruma bir örnektir. Kuantum dünyasının özünde olasılığa dayalı olması bize bu dünyanın, “siyah-beyaz, doğru-yanlış ya da -meli, -malı” gibi keskin seçeneklerden ziyade, içinde çok daha fazla alternatifler olan, esneklik ve bolluğun hakim olduğu bir mikro dünya olduğunu gösteriyor. Ve biz gözlemleyip seçene kadar da, bu sonsuz olasılıkların hepsi orada bekliyor. Şu ana kadar ki bilgiler size inanılmaz gelmiş olabilir. Evet, fizikçiler de bu teoriye gerçek yaşamdaki karşılığını görene kadar anlam verememişler. Ancak mikro dünya böyle işliyor. Şimdi de fizikteki bu gelişmelerin psikoloji üzerindeki etkisine bir göz atalım. Kuantum ve psikoloji arasındaki bağ 19. yüzyılın son on yılında fizik, güç alanları fields of force fikrinin kabul edilip tanınmasıyla daha az atomistik hale geldi. Güç alanları fizik biliminde mıknatıs veya elektrik akımı gibi güç hatları tarafından içerisinden geçilen bölge veya alana verilen isimdir. Fizikteki bu yeni gücün klasik örneği manyetizmadır. Manyetizmanın geleneksel Galileocu – Newtoncu terimlerle tanımlanması ve anlaşılması çok zordur. Güç alanları düşüncesi kısaca, bir sistemin çalışma şeklinin atom ve moleküllerine bölünmeden, “bütün” ve “tam” olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyler. Fizikteki bu değişimin psikoloji üzerindeki etkisi, Gestalt psikolojisinin kurucularından Wolfgang Köhler’in çalışmalarıyla olmuştur. Köhler, 20. yüzyılın en büyük fizikçilerinden kuantum fiziğinin babası Max Planck ile birlikte çalışmıştır. Köhler, insan zihninin doğal aksiyomlarına dayanan “algı pragnanz yasaları”nı Planck ile yaptığı çalışmalar sonucunda psikolojiye kazandırmıştır. Görüldüğü gibi psikolojideki çok az yasadan biri olan “algı yasaları”, kuantum fiziğinin etkisiyle ortaya çıkmıştır. Köhler, Gestalt düşüncesinin vurgu yaptığı “bütünler arasında bir bağlantı olduğu” fikrinin kuantum teorisinden etkilendiğini söylemiş ve Gestalt psikolojisinin, fiziğin bir tür psikolojiye uygulaması olduğunu da belirtmiştir. Kuantum fiziğinin işaret ettiği “olasılıklar evreni” bize “hayatta seçimler yapabilen ve özgür iradesi olan varlıklar olduğumuzu” söylüyor olabilir. İşte geçtiğimiz yüzyılın başında fizikte devrim yaratan ve yepyeni bir düşünce şekli getiren kuantum teorisi, psikolojiyi bu şekilde etkilemişti. Gerek kuantum fiziği, gerekse Gestalt düşüncesi, “bir bütünün parçalarına ayrılmadan değerlendirilmesi gerektiğini ve bütünün çalışmasının ancak bu şekilde anlaşılabileceğini” vurgular. Kuantum fiziğinin işaret ettiği “olasılıklar evreni” bize “hayatta seçimler yapabilen ve özgür iradesi olan varlıklar olduğumuzu” söylüyor olabilir. Algılarımız hayatla irtibatımızı sağlayan yegane kanallar olduğundan, kuantum fiziğiyle ortaya çıkmış “algı yasaları” bize hayatımızı şekillendirmekte yepyeni bir bakış açısı sunabilir. Günümüzde geçerli olan psikoterapi yöntemlerinin çoğu da “bakış açısını değiştirerek seçimler yapma” üzerinde durur zaten. Yukarıdaki bilgiler bence, varlığından memnun olmadığımız şeyleri sürdürmek zorunda olmadığımızı ve bunları değiştirme seçeneğimiz olduğunu gösteriyor. Sadece hayatta seçimler yapabilen varlıklar olduğumuzu bilmek bile, bizi ümitsizlikten uzaklaştırmaya yeter. Çok keskin inançlarınız ve değişmez kurallarınız olabilir, ancak bilim bile şaşkınlıkla “kuralların bambaşka işlediği bir alem” olduğunu söylüyor. Artık işinize yaramayan, sizi ilerletmeyen inançlarınıza bu açıdan bakmaya ne dersiniz? Profesyonel destek almak için bana ulaşabilirsiniz. Sağlıkla ve sevgiyle kalın. İlginizi çekebilir Neil deGrasse Tyson’ın Açıklanamayan Evreninden ne öğrendik? Yazarın diğer yazıları için tıklayın. Kuantum Düşünce üst nitelikli bir düşünme biçimidir. Sıradan düşünce biçimleri kendisini tekrar eden, etkisiz ve sınırlı enerjilerdir. Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha çok vehim, kuruntu, başıboş hayaller biçiminde akar. Oysa Kuantum Düşünce derin düzeyde, atom altı alanda etkili olabilecek tarzda bir yaratıcı düşünme biçimidir. Özel bir bilinç düzeyine girerek, özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumları içerir. Bu düzeyde insan, kendi hayatının efendisi durumuna geçer. Kuantum Düşünce daha da ilerisi ortak zeka alanında işlem yapar. Bütün evreni tekamül ettiren enerjiyle işbirliğine girildiğinde siz bir "kişi" olmanın sınırlı olanaklarını aşar, "bütün" ün gücüne ulaşırsınız. O zaman da gücünüz tabii ki bütünün gücüne eşit olacaktır. Bu Teknik Pratik Olarak Hayatımıza Ne Gibi Yararlar Sağlar? Bizim gelişmemiz için gereken bütün araçlar uygun iş, eş, yaşam alanı,ev, bedenimizin sağlığı bu yüksek frekanslı enerjiden nasibini alır. Siz, sınırlayıcı, engelleyici düşünce kalıplarınızı fark edip bunların yerine güçlendirici inançlarınızı koyduğunuzda hayatınız bu yeni inançlarınız doğrultusunda değişmeye başlayacaktır. Sizin için en uygun kişi, en uygun imkan,en uygun zamanda karşınıza çıkacaktır. Yapmanız gereken şey uzanıp onu almaktır. Doğuştan doğal olarak hakkınız olan mutluluğu, bereketi, bolluğu ve sevinci yaşamanıza imkan tanımış olursunuz. Kuantum Düşünce, sağlıklı ve güçlü bir beden için de uygun bir zemin hazırlar. Bizim düşünce ve kabullenişlerimiz direkt olarak bedene etki yapar. Bedenimiz aslında bir enerji okyanusundan başka bir şey değildir. Korku,kaygı,öfke, suçluluk duyguları bütün hücrelerimizin beslendiği enerjide azalmalar yol açar. Kuantum Düşünce Tekniği; kendimizi tanımaya, başkalarını anlamaya, evrensel sistemin işleyişini fark etmekten doğan bilgeliğe ulaştırarak beden enerjimizi de düzene sokar. Kişiler daha güçlü canlı ve güzel olurlar. Hayat misyonumuzu fark etmek ve ona adım adım ulaşmak yönündeki çabalarımızı destekler. Kendi içsel kodlamanızdaki yapmanız gereken işinizle ilgili ipuçlarını yakaladıkça adımlarınız hızlanır. Kuantum Düşünce kişiler arası iletişimin enderin boyutunu sunar bize. Ortak İnsanlık alanında gerçekleşen bu iletişim, derin ve etkili bir uzlaşma sağlar. Beden dili ve sözel iletişimden daha da öte Kuantum sal İletişimle düşüncelerimizin direkt muhataba ulaştığı bir yöntem geliştiririz. Kuantum Düşünce hayatımıza daha çok bolluk ve bereket çekmemizi de sağlar. Kendimizle ilgili derin içsel vizyonumuzu değiştirdikçe daha çok bolluk hayatımıza akmaya başlar. Genel anlamda zenginlik; sahip olduğumuz şeylerle ruhsal varlığımıza kattığımız değerler arasındaki dengeyi anlatır. Çok paraya sahip olmak tek başına zenginlik işareti olmayabilir. Önemli olan bu parayla ne yaptığınızdır. Daha çok kahkaha, daha çok dostluk, daha çok sevgi, daha çok deneyim ve daha çok hayır üretebiliyorsanız o zaman zenginsiniz demektir. Özetle Kuantum Düşünce Tekniği, yaşamın temel amacı olan sevinç duygusunu yüreğimizde hissetmemiz için bize imkanlar sunar. Kuantum Fiziğiyle Bu Düşünme Tekniğinin Bağlantısı Nedir? Kuantum fiziği, klasik anlamdaki fiziksel maddenin enerjiye dönüştüğü bir alana sokar bizi. O alanda artık atom altı parçacıklar, hızla hareket eden enerji parçacıklarından başka bir şey değildir. Daha da ötesi bu parçacıklar insan düşüncesinin yaydığı enerjiye yanıt verirler. Bu alanı gözlemleyen kişi ile gözlemlediği parçanın birbirinden bağımsız, kopuk şeyler olmadığı çıkar meydana. Düşünceyle enerji, gözlemleyenle gözlenen, iç ile dış, burası ve ötesi arasındaki ayırımlar kalkar. Heisenberg’ in belirsizlik alanı dediği bu alanı, gönderdiğimiz düşünce paketçikleri varlık katar. Belli hale getirir. Kuantum alanının bir noktasına yaptığımız etki bütünü etkiler aynı zamanda. Siz bir şey düşündüğünüzde bundan tüm alan etkilenir. Kuantum Fiziği, fizikle fizikötesinin birbirine karıştığı bir noktanın adıdır. Bu Teknikten Yararlanarak Hayatlarında Değişiklikler Yaratan Kişilerden Örnekler Verebilir Misiniz? Tabii ! Pek çok var. Çünkü kural hiç şaşmaz Düşünceler hayatımızı oluşturur. En yakın bir örnek bir mimar hanımla ilgili. İşinde hiç memnun olmadığını söylemişti. Ona nasıl bir işte çalışırsa mutlu olacağını sordum, anlatmaya başladı. Bunları bir bir yazdık. Ciddi bir firmanın araştırma ve geliştirme departmanında çalışmak istiyordu. İmgesel olarak bilinçaltına kodladık. Ertesi hafta telefonla müjdeyi verdi. Tam da istediği bölümde iyi bir şirkette hafta başında işe başlıyordu. Buna benzer yüzlerce örnek var. Burada sorun sistemle ilgili değil. Kendilerine yüzde yüz yararlı olacak bu sistemi uygulamak için katılımcıları ikna etmekle ilgili. Belki de bu işe keyifli bir ikna çalışması diyebiliriz. Bir başka çarpıcı örnek de bir öğrenciyle ilgili. Üniversiteye hazırlık yapan bu gencin sınavla ilgili korku dolu düşünceleri vardı. Onunla bir çalışma yaptık. Binlerce kişi arasında o bir yıldız gibi parlıyordu. O kalabalık arasında fark edilmemesi mümkün değildi. Hayalinde sınavı kazanmış hatta üniversite diplomasını alıyor görmesini sağladık. Bu sınavın hayatının bir çok önemli günlerinden sadece biri olduğunu ama tek belirleyici olay olmadığını tespit ettik. Bütün bunlar zihin özel bir algılama düzeyindeyken gerçekleştirildi. Bu genç üçüncü kez sınava giriyordu ve artık dördüncü bir şansı yok gibi gözüküyordu. Tabii ki daha sonra onun sınavı kazandığına dair telefon aldım. Yine başka ilginç örnek tıp fakültesinde okuyan bir öğrenciyle ilgili. Arkadaşlarının ve rektörünün okulda yaptığı klüp çalışmalarını yeteri kadar desteklemediğinden şikayet etmişti yana yakıla. Ona göre okul rektörü tuhaf biriydi. Bir konuda görüş almak için odasına girdiğinde onun hiç yüzüne bakmıyor, tersliyor ve isteklerini görmezden geliyordu. Sonra bu gençle bir seminer programında özel bir çalışma yaptık. Bir hafta geçmeden yüzünde güller açarak beni ziyarete geldi. Kız arkadaşıyla sinemaya gitmişlerdi oradan geliyorlardı. Tuhaf şeyler olmuştu doğrusu. Rektör birden huy değiştirmişti. Karşılıklı oturup konuşmuşlar ve çok sıcak bir iletişim kurmuşlardı. Daha önce bir türlü yerine getirilmeyen okulun bilgisayar kulübüyle ilgili bir isteği daha o söylemeden rektör tarafından karşılanmıştı. Bu süreç nasıl işliyor?Yani nasıl oluyor da sizin yaptığınız bu çalışmadan Rektörün ve kız arkadaşın haberi oluyor? Güzel bir soru. Bizim bilinçaltı düzeyde oluşturduğumuz yeni bir program Birleşik Alanında bir etki yapar. Bu düzeyde zaman ve mekan farklı bir biçimde işler. Bu alanda her şey Şimdi ve Burada durumunu yansıtır. O yüzden düşünceler mucizevi sonuçlar doğurur. Alan bir tür bilgi okyanusu gibidir. Okyanusun bir damlasındaki değişim diğer tüm damlaları uyarır. Seminerler katılımcılarda kalıcı bir etki yaratıyor mu? Bu biraz da kişilerin konuya verdikleri önemle ilgili bir şey. Ama alışkanlık haline gelmiş, içselleştirilmiş bir davranış tabii ki kalıcı oluyor. Kuantum düşünce öğrenmeden çok yapmaya, bilmeden de ileri olmaya yönelik bir çalışmadır. İçsel olarak yaratılmış değişimler kalıcı olacaktır kuşkusuz. Kişi düşünceleri ve seçimleri ile hayatı arasındaki ilişkiyi gördükçe farkındalığını artırır. Böylece bilerek yaşamaya başlar. Böylece kendi hayatının efendisi olur. alıntı Kuantum Düşünce Tekniği Nedir? Kuantum Düşünce üst nitelikli bir düşünme biçimidir. Sıradan düşünce biçimleri kendisini tekrar eden, etkisiz ve sınırlı enerjilerdir. Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha çok vehim, kuruntu, başıboş hayaller biçiminde akar. Oysa Kuantum Düşünce derin düzeyde, atom altı alanda etkili olabilecek tarzda bir yaratıcı düşünme biçimidir. Özel bir bilinç düzeyine girerek, özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumları içerir. Bu düzeyde insan, kendi hayatının efendisi durumuna geçer. Kuantum Düşünce daha da ilerisi ortak zeka alanında işlem yapar. Bütün evreni tekamül ettiren enerjiyle işbirliğine girildiğinde siz bir "kişi" olmanın sınırlı olanaklarını aşar, "bütün" ün gücüne ulaşırsınız. O zaman da gücünüz tabii ki bütünün gücüne eşit olacaktır. Bu Teknik Pratik Olarak Hayatımıza Ne Gibi Yararlar Sağlar? Bizim gelişmemiz için gereken bütün araçlar uygun iş, eş, yaşam alanı,ev, bedenimizin sağlığı bu yüksek frekanslı enerjiden nasibini alır. Siz, sınırlayıcı, engelleyici düşünce kalıplarınızı fark edip bunların yerine güçlendirici inançlarınızı koyduğunuzda hayatınız bu yeni inançlarınız doğrultusunda değişmeye başlayacaktır. Sizin için en uygun kişi, en uygun imkan,en uygun zamanda karşınıza çıkacaktır. Yapmanız gereken şey uzanıp onu almaktır. Doğuştan doğal olarak hakkınız olan mutluluğu, bereketi, bolluğu ve sevinci yaşamanıza imkan tanımış olursunuz. Kuantum Düşünce, sağlıklı ve güçlü bir beden için de uygun bir zemin hazırlar. Bizim düşünce ve kabullenişlerimiz direkt olarak bedene etki yapar. Bedenimiz aslında bir enerji okyanusundan başka bir şey değildir. Korku,kaygı,öfke, suçluluk duyguları bütün hücrelerimizin beslendiği enerjide azalmalar yol açar. Kuantum Düşünce Tekniği; kendimizi tanımaya, başkalarını anlamaya, evrensel sistemin işleyişini fark etmekten doğan bilgeliğe ulaştırarak beden enerjimizi de düzene sokar. Kişiler daha güçlü canlı ve güzel olurlar. Hayat misyonumuzu fark etmek ve ona adım adım ulaşmak yönündeki çabalarımızı destekler. Kendi içsel kodlamanızdaki yapmanız gereken işinizle ilgili ipuçlarını yakaladıkça adımlarınız hızlanır. Kuantum Düşünce kişiler arası iletişimin enderin boyutunu sunar bize. Ortak İnsanlık alanında gerçekleşen bu iletişim, derin ve etkili bir uzlaşma sağlar. Beden dili ve sözel iletişimden daha da öte Kuantum sal İletişimle düşüncelerimizin direkt muhataba ulaştığı bir yöntem geliştiririz. Kuantum Düşünce hayatımıza daha çok bolluk ve bereket çekmemizi de sağlar. Kendimizle ilgili derin içsel vizyonumuzu değiştirdikçe daha çok bolluk hayatımıza akmaya başlar. Genel anlamda zenginlik; sahip olduğumuz şeylerle ruhsal varlığımıza kattığımız değerler arasındaki dengeyi anlatır. Çok paraya sahip olmak tek başına zenginlik işareti olmayabilir. Önemli olan bu parayla ne yaptığınızdır. Daha çok kahkaha, daha çok dostluk, daha çok sevgi, daha çok deneyim ve daha çok hayır üretebiliyorsanız o zaman zenginsiniz demektir. Özetle Kuantum Düşünce Tekniği, yaşamın temel amacı olan sevinç duygusunu yüreğimizde hissetmemiz için bize imkanlar sunar. Kuantum Fiziğiyle Bu Düşünme Tekniğinin Bağlantısı Nedir? Kuantum fiziği, klasik anlamdaki fiziksel maddenin enerjiye dönüştüğü bir alana sokar bizi. O alanda artık atom altı parçacıklar, hızla hareket eden enerji parçacıklarından başka bir şey değildir. Daha da ötesi bu parçacıklar insan düşüncesinin yaydığı enerjiye yanıt verirler. Bu alanı gözlemleyen kişi ile gözlemlediği parçanın birbirinden bağımsız, kopuk şeyler olmadığı çıkar meydana. Düşünceyle enerji, gözlemleyenle gözlenen, iç ile dış, burası ve ötesi arasındaki ayırımlar kalkar. Heisenberg’ in belirsizlik alanı dediği bu alanı, gönderdiğimiz düşünce paketçikleri varlık katar. Belli hale getirir. Kuantum alanının bir noktasına yaptığımız etki bütünü etkiler aynı zamanda. Siz bir şey düşündüğünüzde bundan tüm alan etkilenir. Kuantum Fiziği, fizikle fizikötesinin birbirine karıştığı bir noktanın adıdır. Bu Teknikten Yararlanarak Hayatlarında Değişiklikler Yaratan Kişilerden Örnekler Verebilir Misiniz? Tabii ! Pek çok var. Çünkü kural hiç şaşmaz Düşünceler hayatımızı oluşturur. En yakın bir örnek bir mimar hanımla ilgili. İşinde hiç memnun olmadığını söylemişti. Ona nasıl bir işte çalışırsa mutlu olacağını sordum, anlatmaya başladı. Bunları bir bir yazdık. Ciddi bir firmanın araştırma ve geliştirme departmanında çalışmak istiyordu. İmgesel olarak bilinçaltına kodladık. Ertesi hafta telefonla müjdeyi verdi. Tam da istediği bölümde iyi bir şirkette hafta başında işe başlıyordu. Buna benzer yüzlerce örnek var. Burada sorun sistemle ilgili değil. Kendilerine yüzde yüz yararlı olacak bu sistemi uygulamak için katılımcıları ikna etmekle ilgili. Belki de bu işe keyifli bir ikna çalışması diyebiliriz. Bir başka çarpıcı örnek de bir öğrenciyle ilgili. Üniversiteye hazırlık yapan bu gencin sınavla ilgili korku dolu düşünceleri vardı. Onunla bir çalışma yaptık. Binlerce kişi arasında o bir yıldız gibi parlıyordu. O kalabalık arasında fark edilmemesi mümkün değildi. Hayalinde sınavı kazanmış hatta üniversite diplomasını alıyor görmesini sağladık. Bu sınavın hayatının bir çok önemli günlerinden sadece biri olduğunu ama tek belirleyici olay olmadığını tespit ettik. Bütün bunlar zihin özel bir algılama düzeyindeyken gerçekleştirildi. Bu genç üçüncü kez sınava giriyordu ve artık dördüncü bir şansı yok gibi gözüküyordu. Tabii ki daha sonra onun sınavı kazandığına dair telefon aldım. Yine başka ilginç örnek tıp fakültesinde okuyan bir öğrenciyle ilgili. Arkadaşlarının ve rektörünün okulda yaptığı klüp çalışmalarını yeteri kadar desteklemediğinden şikayet etmişti yana yakıla. Ona göre okul rektörü tuhaf biriydi. Bir konuda görüş almak için odasına girdiğinde onun hiç yüzüne bakmıyor, tersliyor ve isteklerini görmezden geliyordu. Sonra bu gençle bir seminer programında özel bir çalışma yaptık. Bir hafta geçmeden yüzünde güller açarak beni ziyarete geldi. Kız arkadaşıyla sinemaya gitmişlerdi oradan geliyorlardı. Tuhaf şeyler olmuştu doğrusu. Rektör birden huy değiştirmişti. Karşılıklı oturup konuşmuşlar ve çok sıcak bir iletişim kurmuşlardı. Daha önce bir türlü yerine getirilmeyen okulun bilgisayar kulübüyle ilgili bir isteği daha o söylemeden rektör tarafından karşılanmıştı. Bu süreç nasıl işliyor?Yani nasıl oluyor da sizin yaptığınız bu çalışmadan Rektörün ve kız arkadaşın haberi oluyor? Güzel bir soru. Bizim bilinçaltı düzeyde oluşturduğumuz yeni bir program Birleşik Alanında bir etki yapar. Bu düzeyde zaman ve mekan farklı bir biçimde işler. Bu alanda her şey Şimdi ve Burada durumunu yansıtır. O yüzden düşünceler mucizevi sonuçlar doğurur. Alan bir tür bilgi okyanusu gibidir. Okyanusun bir damlasındaki değişim diğer tüm damlaları uyarır. Seminerler katılımcılarda kalıcı bir etki yaratıyor mu? Bu biraz da kişilerin konuya verdikleri önemle ilgili bir şey. Ama alışkanlık haline gelmiş, içselleştirilmiş bir davranış tabii ki kalıcı oluyor. Kuantum düşünce öğrenmeden çok yapmaya, bilmeden de ileri olmaya yönelik bir çalışmadır. İçsel olarak yaratılmış değişimler kalıcı olacaktır kuşkusuz. Kişi düşünceleri ve seçimleri ile hayatı arasındaki ilişkiyi gördükçe farkındalığını artırır. Böylece bilerek yaşamaya başlar. Böylece kendi hayatının efendisi olur. Kaynak -

kuantum düşünce tekniği ile hayatı değişenler