Rızık Mal Bereket İçin Uygulama.. Kamer (Ay) Deberan (ikizler burcundayken) menzilindeyken Fatiha suresi ile şu ayeti kerimeyi ; ''Hüvel evvelü vel ahiru vez zahiru vel batınü ve hüve bi külli şey in alim''. Okuyarak iki rekat hacet namazı kıl. Namazdan sonra 55 defa YA DAİM, 65 defa YA DEYYAN, ismi şeriflerini okuduktan sonra Yatsınamazından sonra iki rekat namaz kılın. İki rekatın sonlarında Fatiha suresinin ardından, Ayetel Kürsi okuyun. Son secdeden kalkmadan, ” Ya Hu, Ya men Hu, la ilahe illa Hu, entel hayyul kayyum, vela AyetelKursi Meali: Allah. O’ndan başka İlah yoktur. Diridir, Kaimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmaksızın O’nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Daimimanyetik ve son derece tuhaf bir sıvı üretildi. Ultra ince optik fiberler 3 boyutlu mikro yapı baskıları için yeni bir yol sunuyor. Araştırmacılar, ilk kez insan saçı kadar ince bir optik fiberin, lazer tabanlı 3-boyutlu baskı ile mikroskobik Aileİçinde Mutluluk İçin(Bol bereket-rızık-korunma-kolay ölüm) Kim kendi canında,evladında,eşinde,malında,mülkünde esenlik görmek,dünya ve ahirette ceza görmemek,kazancının bereket ve bolluk yaşayıp Ayetel kürsi namaz içinde sure şeklinde okunduğu gibi, namazda tesbihden önce de okunur. Aynı zamanda bu ayeti namaz dışında dua olarak ihlas suresi, nas suresi ve felak sureleri ile birlikte okumanında iyi olduğu söylenmektedir. Ayetel kürsi sitemizi ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederiz. TRDlb. Rızık duaları, kişinin kendisinin ve ailesinin rızkını arttırmak amacıyla yerine getirdiği ibadetteki bir duadır. Peki, Rızık duası neden ve nasıl okunur? Rızık açma duaları nelerdir? En bereketli Rızık duası hangisidir? Denenmiş rızık ve bereket duaları neler? İşte, rızık duası ile ilgili bilinmesi gerekenler…Rızık Bereket Duası Arapça YazılışıRızık Duası Anlamı Türkçe MealiRızkın Bollaşması İçin Okunacak Rızık Bereket DuasıDiğer Rızık Dualarının Yazılışı ve AnlamıBereket Duası Rızık Duası Faziletleri Nelerdir?Bereket Rızık Duası Neden Okunur?Rızık Bereket Duası Arapça YazılışıRızık Duası Anlamı Türkçe MealiRızık duasının Türkçe anlamı meali aşağıdaki gibidir;Her kim de Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu kolaylığı kılar.2 Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirindir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.3 Ve her kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.4 Rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden harcasın. Allah, bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. Allah, bir zorluktan sonra bir kolaylık yaratır.7 Talak SuresiRızkın Bollaşması İçin Okunacak Rızık Bereket DuasıBol Rızık için okunacak dua Arapçası;Rızkın bollaşması için okunacak duanın Türkçe Anlamı;“Ya Allah, Ya Rab, ya Hayyü ya Kayyûm. Ya Zel Celali vel- İkram. Yüceler yücesi olan isminin hakkı için senden isterim. Bana helâl rızık ver. Allah’ım, eğer rızkımız semada ise onu indir. Eğer yerde ise onu çıkar. Uzakta ise onu yaklaştır. Yakın ise kolaylaştır. Az ise çoğalt. Çok ise onu bereketlendir.”Diğer Rızık Dualarının Yazılışı ve AnlamıYukarıda da belirttiğimiz gibi Rızık dualarının farklı türleri de bulunmaktadır. Aşağıda yer alan rızık duaları da okunabilmektedir;Rızık Duası Okunuşu 1Yâ Allahu, yâ Rabbi, yâ Hayyü, yâ Kayyûmü, Yâ Zel Celâli ve bismikel azîmil-a’zamiEnterzukanî helâlen tayyibenAlahümme in kâne rızkunâ fissemâi enzilhuVe in kâne fil ardi ezhirhu ve in kane ba’iden karribhuVe in kâne kâriben yessirhüVe in kâne kalîlen kessirhüVe in kâne kesîren ihfazhü bilbereketiRızık Duası Anlamı 1Ya Allah, Ya Rab, ya Hayyü ya Kayyûm. Ya Zel Celali vel- İkramYüceler yücesi olan isminin hakkı için senden helâl rızık eğer rızkımız semada ise onu indirEğer yerde ise onu çıkarUzakta ise onu yaklaştırYakın ise kolaylaştırAz ise çoğalt. Çok ise onu bereketlendir. ’ÂMİN’’Rızık Duası Okunuşu 2Abdullah bin Amr’dan rivayet ediyor.“Allahümme raddıni bi kazaike ve barik li fi ma kuddira li hatta la uhibbe ta’cile ma ahharte ve la te’hira ma accelte.”Rızık Duası Anlamı 2“Allah’ım beni hükmüne razı kıl ve bana takdir olunanda bereket ihsan eyle ki, ben senin geri bıraktığını öne almanı , öne aldığını geri bırakmanı istemeyeyim.”Bereket Duası Rızık Duası Faziletleri Nelerdir?Allah, duayı içtenlikle okuyanlara bol rızık, evine huzur ve bolluk vermektedir. Bereketli, helal kazanç nasip eder, iş yeri olanlara bereketli müşteri bol bol kazanç sağlar. Kişinin başına gelen kötülükleri def eder, manevi huzura istediğiniz bir yer varsa bu duayı oraya asabilir ve gördükçe okuyabilirsiniz. Bu yer eviniz, bahçeniz, iş yeriniz olabilir. Aklınıza geldikçe duayı okuyarak bolluğa ve berekete Rızık Duası Neden Okunur?İslam dininin temelinde ticaret, helal kazanç elde etme olmuştur. Allah, helal işlerle uğraşan herkesi nimetlerinden faydalandırır. Allah'ın kullarının kendisini unutmaması ve dualarını eksik etmemesi gerekir. Biz sadece Allah'tan rızık isteriz. Bereket yani rızık duası içtenlikle okunursa beraberinde huzur, bereket ve bolluk gelir. Allah, sabırlı ve duası eksik olmayan kişilere her zaman hayırlı kazançlar sağlar. En etkili rızık duası için dua içten okunmalıdır. Dükkanına bol müşteri isteyen kişilerin rızık duası okuması hayırlı olacaktır. Oluşturulma Tarihi Nisan 06, 2022 1710Ayetel Kürsi hakkında rivayet olunan hadisler ışığında oldukça büyük faydalara, sırlara ve mucizelere sahip olan bir ayeti kerimedir. Günlük yaşantıda dua etmek için sık sık okunabilir. Namazlardan sonra okunması mendup olan bu ayeti kerimenin pek çok sırları ve mucizeleri Kürsi hakkında rivayet edilen hadisler sebebiyle oldukça büyük bir fazilete sahiptir. Beş vakit namazdan sonra okunması tavsiye edilir. Dua maksadı ile okunduğunda pek çok faydaları ve hikmetli sırları olduğu Kürsi Okumanın Faydaları, Sırları ve Mucizeleri Nelerdir?Ayetel Kürsi Tevhid ilmi ile ilgili olan en büyük ayeti kerimedir. Bu nedenle okumanın faziletleri faydaları çok fazladır. Allah-u Teala’nın en yüce isminin yer aldığı ayeti kerime bizzat Hz. Muhammet tarafından müjdelenmiştir. Özellikle geceleri yatmadan okuyanın bütün kötülüklerden korunacağı hatta şeytanın ona yaklaşamayacağı vurgulanmıştır. Ayetel Kürsi’nin faziletleri şu şekilde sıralanabilir- Nazara karşı okunması tavsiye Namazlardan sonra okumak mendup olarak Dara düşenin, bunalıma girenin okuması tavsiye Eve girerken ve çıkarken okunması halinde kişinin sabahtan akşama kadar işlerine selamet ve hayır Yatağa girerken okunursa Cenab’ı Hak o okulunu sabaha kadar koruması için meleklerini Ayetel Kursi’nin Kur’an’ın dörtte biri olduğu vurgulanır. Bu nedenle duaların kabul olması için bol bol Şifa bekleyen hastalar için dua ve şifa ayeti olarak Ayetel Kürsi’yi sürekli okuyan darlık, zorluk ve sıkıntı çekmeyecektir. Bolluk ve berekete Kürsi’nin önemli bir dua ayetidir. Bu nedenle herkesin mutlaka günlük okuması tavsiye edilen ayetler arasında yer alır. AYETEL KÜRSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRİCİ İÇERİKLERAyetel Kürsi Hayy ve Kayyum anlamıAyetel Kürsi'de geçen Allah'ın sıfatları ve isimleriAyetel Kürsi Türkçe AnlamıAyetel Kürsi Faziletleri ve HikmetleriAyetel Kürsi Diyanet TefsiriAyetel Kürsi Dilek Duası ya da Şifa İçin Okunur muAyetel Kürsi Kaç Ayet, Kaçıncı Sayfada ve Hangi SuredeAyetel Kürsi ne demek? Ayetel Kürsi anlamı ve konusu hakkında bilgiAyetel Kürsi ne zaman ve nerede indirilmiştirBakara Suresi'nin son iki ve en uzun ayeti midirAyetel Kürsi abdestsizken ve adetliyken okunur muAyetel Kürsi Nasıl Ezberlenir? Kolayca Ayetel Kürsi EzberleAyetel Kürsi ne zaman, niçin ve nasıl okunur? Ayetel Kürsi namazda okunur mu Ayetel Kürsi Gece Saat 11'den 5'e kadar okunmalıdır. Aşağıda uygulamasını göreceksiniz. Konumuzun devamında faydalarını ve nasıl sonuç alacağınız yazmakta. 50 defa okunacak. 170 defa okunacak. 220 defa okunacak. 313 defa okunacak. 50 defa okunacak. 170 defa okunacak. 313 defa okunacak. Yukarıda Formülünü Belirtmiş olduğum Ayetel Kürsinin Azametini kısaca belirtmiş gereken bir işin var ise ayrı ayrı bir yerde bulunan eşlerin birleşmesi için, canına malına zarar veren düşman helâk olması için ,kayıp olan birinin geri gelmesi için Ayetel kürsüyü mecbur kalmadıkça sakın başvurma. Manevi cezası şiddetlidir. Güçlü ve tüm kilitli kapıları açan bir duadır. Faydalı olması dileğiyle. kaynakşemsul maarif 120 ayetten oluşan Maide suresi sıra bakımından Fetih'ten sonra, Tevbe sûresinden önce gelmekte. Maide "sofra" kelimesinden gelmektedir. En son indirilen sûre olduğunu ve tamamının Vedâ haccında arefe günü veya Hudeybiye seferi sırasında nâzil olduğunu ifade eden rivayetler bulunmakla. Ayetel Kürsi deki anlam gibi Maide suresi de iyiyi ön planda tutar. MAİDE SURESİ TESFİRİ “Sözleşmeler” diye tercüme edilen ukûd, akd akid kelimesinin çoğuludur. Akid sözlükte “ipin iki ucunu birbirine bağlamak, bir şeyin kenarlarını toparlamak, sağlam bağ ve düğüm” gibi anlamlara gelir. İslâm hukuk terimi olarak akid, günümüz hukuk terminolojisinde olduğu gibi “hukukî bir sonucu meydana getirmek üzere karşılıklı iki iradenin birbirine uygun olarak açıklanması”nı ifade etmenin yanı sıra, yer yer vasiyet gibi tek taraflı hukukî işlemleri belirtmek için de kullanılır ki, bu geniş anlamıyla akid, “hukukî işlem”le eş anlamlıdır. Klasik İslâm hukuku literatüründe akid kelimesi gerek sözlük anlamının gerekse Kur’an-ı Kerîm’deki bazı kullanımların etkisiyle ilk devirlerden itibaren oldukça geniş bir muhteva ile ele alınmıştır. İlk devir İslâm bilginleri, Kur’an’da sadece tefsir etmekte olduğumuz âyette geçen bu kelimeyi, aynı kökten türemiş kelimelerin ve özellikle yakın anlamda olan ahid kelimesinin Kur’an’daki kullanımının da etkisiyle hem bazı hukukî ilişkileri hem de ibadet yönü ağır basan adak ve yemin gibi şerî tasarrufları ve hukukî işlemlerle ilgili şartları içine alan oldukça geniş bir muhtevada yorumlamışlardır. Daha sonraları akid, kanun tekniğine uygun bir anlatımla Mecelle’de şöyle tanımlanmıştır “Akid, tarafların bir hususu iltizam ve taahhüt etmeleridir ki, icap ve kabulün irtibatından ibarettir” Yunus Apaydın, “Akid”, İFAV Ans., I, 98-99.Sözleşmelere riayet çağdaş hukukun ilkelerinden biridir. Asırlarca önce Kur’an-ı Kerîm, tarafların dinî ve etnik aidiyetlerine bakmaksızın sözleşmelere riayet etmelerini müminlere emrederek bu ilkeyi teyit etmiştir. Bu âyet-i kerîmede de Allah’ın emir ve yasaklarına, O’na verilen sözlere, kulların kendi aralarında yaptıkları akidlere riayet etmek dinin ana kuralları arasında gösterilmiştir. Bu sebeple İslâm, gerek fertler arasında gerekse fert ile devlet veya devletler yahut toplumlar arasında yapılmış olan akidlerde tarafların kimliğine veya akidlerin türüne bakmaksızın meşrû ve sahih olan her türlü akdin mutlaka yerine getirilmesini ister. Nitekim Hz. Peygamber gayri müslimlerle yapmış olduğu akidlerin de yerine getirilmesine son derece önem vermiştir Müsned, IV, 325. İslâm tarihindeki uygulamalar incelendiğinde müslümanların akidlerini koruma hususunda âzami gayreti gösterdikleri âyetten hareketle Ebû Hanîfe ve İmam Mâlik, anlaşma yapılır yapılmaz akdin kesinlik kazanacağı ve artık akdin tek taraflı irade ile bozulamayacağı sonucuna ulaşmışlardır. İmam Şâfiî ile İmam Ahmed ise “Satış akdi yapanlar birbirlerinden ayrılmadıkları müddetçe akdi bozmada serbesttirler” Buhârî, “Büyû”, 19, 22; Müslim, “Büyû”, 43, 46, 47 meâlindeki hadise dayanarak, taraflar birbirinden ayrılmadıkça akdi bozmada serbest oldukları kanaatine varmışlardır Râzî, XI, 124; akid hakkında geniş bilgi için bk. Karaman, “Akid”, DİA, II, 251 vd..Bu kutsal aylarda savaşın yasaklanmasının sebebi insanlara barış içinde yaşama eğitimi vermek de olabilir. Milletlerarası ilişkilerde barışı esas alan İslâm dini yeryüzünde her türlü haksızlık, bozgunculuk ve tahakkümü yasaklamıştır Bakara 2/205; Kasas 28/83. Bununla birlikte savaşın bir vâkıa olduğunu kabul etmiş Bakara 2/30, 251 ve savaşla ilgili hükümler koyarak tahribatını sınırlamaya çalışmıştır. “Haram aylar” kavramının ancak bütün tarafların kabulü ve saygı göstermesiyle uygulamada faydalı sonuçlar doğuracağı şüphesizdir. Bu kavramın ortaya çıkışı ve uygulanışıyla ilgili tarihî ve dinî şartlar ne olursa olsun, ihmal edilen birtakım insanî değerlerin yaşatılması ve bu konuda kamuoyu oluşturulması için belli günlerin ayrılmasına önem verilen zamanımızda, yılın üçte birini meydana getiren bir süreyi insanların savaş karşıtı düşünce ve duygular içinde yaşamasının yeryüzünde barışın sağlanmasına katkısı büyük olacaktır Hüseyin Algül, “Haram Aylar”, DİA, XVI, 105; bilgi için ayrıca bk. Tevbe 9/36.1 ve 96. âyetlerde belirtildiği üzere ihramlı kimselerin kara hayvanlarını avlamaları haram kılınmıştır. “İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz” meâlindeki cümle, ihramdan çıktıktan sonra harem bölgesi dışında kara hayvanlarını avlama yasağının kalktığını ifade eder. Bununla birlikte ihramlı bir kimse hususi olarak kendisi için avlanmamış ise ihramda olmayan kimsenin avlamış olduğu hayvanın etini yiyebilir bk. Ebû Dâvûd, “Menâsik”, 41; Müsned, III, 318.MAİDE SURESİ KONUSU NEDİR?Muhteva bakımından Nisâ sûresinin devamı mahiyetindedir. Zira Nisâ sûresinin son bölümünde değinilen yahudi ve hıristiyanların bâtıl inançları, tutum ve davranışları bu sûrede de ağırlıklı olarak ele alınmış ve bunlarla ilgili önemli açıklamalar yapılmıştır. Bunun dışında akidlere bağlılık, yardımlaşmada ölçü, helâl ve haram olan yiyecekler, av ve avlanma hükümleri, hayvanlarla ilgili bazı Câhiliye âdetlerinin yersizliği, Ehl-i kitabın kestiklerini yemenin ve kadınlarıyla evlenmenin câiz olması; abdest, gusül, teyemmüm, temizlik ve hac farîzasıyla ilgili hükümler; hırsızlık, yol kesicilik ve ülkede fesat çıkarmanın cezası, cihadın lüzumu, insanların birbirlerine iyilikle muamele etmeleri, fiil ve niyette doğruluk ve adalet üzere bulunmaları, yemin kefâreti, vasiyet, dinden dönmenin kötülüğü, içtimaî ve ahlâkî münasebetler, içki ve kumar yasağı gibi dinî ve hukukî konular ele alınmaktadır. Bunlara ek olarak sûrede öğüt ve ibret alınacak kıssalar yer almıştır. Bunlar, Hz. Âdem’in iki oğlunun kıssası ile Hz. Mûsâ ve Hz. Îsâ’nın hayat hikâyelerinden kesitler şeklindedir. Ayrıca sûrede âhiret hallerinden de SURESİ NEYE İYİ GELİR?Rızık ve bereket için okunan Maide suresi, kötü alışkanlıklardan kurtulmak, zorlu ve kederli dönemlerden kurtulmak için dua okunur. MAİDE SURESİ TÜRKÇE ANLAMIEy iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helâl saymamanız kaydıyla, okunacak bildirilecek olanlardan başka hayvanlar, size helal kılındı. Şüphesiz Allah istediği hükmü Ey iman edenler! Allah'ın koyduğu din nişanelerine, haram aya, hac kurbanına, bu kurbanlıklara takılı gerdanlıklara ve de Rab'lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâ'be'ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda isterseniz avlanın. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoydular diye bir takımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva Allah'a karşı gelmekten sakınma üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah'ın cezası çok Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, henüz canı çıkmamış iken kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk Allah'a itaatten kopmaktır. Bugün kafirler dininizden onu yok etmekten ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin haram etlerden yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet Ey Muhammed! Sana, kendilerine nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki "Size temiz ve hoş olan şeyler, bir de Allah'ın size verdiği yeteneklerle eğitip alıştırdığınız avcı hayvanların tuttuğu avlar helâl kılındı. Onların sizin için tuttuklarından yiyin. Onu av için salarken üzerine Allah'ın adını anın besmele çekin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hesabı çabuk gün size temiz ve hoş şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helâl, sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. Mü'min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Her kim de inanılması gerekenleri inkar ederse bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o, ziyana Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan def-i hacetten gelir veya kadınlara dokunur cinsel ilişkide bulunur da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin Teyemmüm edin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve "işittik, itaat ettik" dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi kendisiyle bağladığı sağlam sözü hatırlayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla Allah, iman edip salih ameller işleyenler hakkında, "Onlar için bir bağışlama ve büyük bir mükafat vardır" diye vaatte İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar var ya; işte onlar Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya tecavüze kalkışmıştı da Allah buna engel olmuş onların ellerini sizden çekmişti. Allah'a karşı gelmekten sakının. Mü'minler yalnız Allah'a tevekkül Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah şöyle demişti "Sizinle beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekatı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, fakirlere gönülden yardımda bulunarak Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkar ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır."13. İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak tahrif edip değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. Ey Muhammed! İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları "Biz hıristiyanız" diyenlerden de sağlam söz almıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmakta olduklarını onlara bildirecek!15. Ey kitap ehli! Artık size elçimiz Muhammed gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap Kur'an Allah onunla rızası peşinde olanları selamet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola Andolsun, "Allah, Meryemoğlu Mesih'dir", diyenler kesinlikle kâfir oldular. De ki "Şâyet Allah, Meryemoğlu Mesih'i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah'a karşı kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir." Bir de yahudiler ve hıristiyanlar, "Biz Allah'ın oğulları ve sevgili kullarıyız" dediler. De ki "Öyleyse Allah size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz de onun yarattıklarından bir beşersiniz." Allah dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunanların da hükümranlığı Allah'ındır. Dönüş de ancak onadır. Ey kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada "Bize ne müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de bir uyarıcı" demeyesiniz diye, işte size hakikatı açıklayan elçimiz Muhammed geldi. Evet, size bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. Hani Mûsâ kavmine demişti ki "Ey kavmim! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani içinizden peygamberler çıkarmıştı. Sizi hükümdarlar kılmıştır ve diğer toplumlardan hiçbirine vermediğini size vermişti." "Ey kavmim! Allah'ın size yazdığı kutsal toprağa girin. Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz." Dediler ki "Ey Mûsâ! O dediğin topraklarda gayet güçlü, zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de gireriz." Korkanların içinden Allah'ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti "Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü'minler iseniz yalnızca Allah'a tevekkül edin." Dediler ki "Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin onlarla savaşın. Biz burada oturacağız." Mûsa, "Ey Rabbim! Ben ancak kendime ve kardeşime söz geçirebilirim. Artık bizimle, o yoldan çıkmışların arasını ayır" dedi. Allah şöyle dedi "O halde orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp dolaşacaklar. Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme." Ey Muhammed! Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, "Andolsun seni mutlaka öldüreceğim" demişti. Öteki, "Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder" demişti."Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." "Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır." Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de nefsine uyarak onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu. Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben?" dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu. Bundan dolayı İsrailoğullarına Kitapta şunu yazdık "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini hayatını kurtararak yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller mucize ve âyetler getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da hâlâ yeryüzünde aşırı gitmektedir. Allah'a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır. Ancak onları ele geçirmenizden önce tövbe edenler bunun dışındadırlar. Artık Allah'ın çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olduğunu bilin. Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının, ona yaklaşmaya vesile arayın ve onun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz yeryüzünde olanların hepsi ve yanında bir o kadarı daha kendilerinin kafirlerin olsa da onu kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalar onlardan yine kabul edilmez. Onlara elem dolu bir azap vardır. Ateşten çıkmak isterler ama ondan çıkabilecek değillerdir. Onlara sürekli bir azap vardır. Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'a aittir. O dilediğine azap eder, dilediğini de bağışlar. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. Ey Peygamber! Kalpten inanmadıkları halde ağızlarıyla "İnandık" diyenler münafıklar ile Yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, Yahudiler yalan uydurmak için seni dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler. Kelimelerin ifade içindeki yerlerini bildikten sonra yerlerini değiştirir ve şöyle derler "Eğer size şu hüküm verilirse onu tutun. O verilmezse sakının." Allah kimin azaba uğramasını istemişse artık sen onun için asla Allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemeyi istemediği dünyada bir rüsvaylık, ahirette ise yine onlara büyük bir azap vardır. Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan sana asla hiçbir zarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil davrananları sever. Yanlarında içinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar kendi kitaplarına da, sana da inanmış değillerdir. Şüphesiz Tevrat'ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. Allah'a teslim olmuş nebiler onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb'e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah'ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat'ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir. Onda Tevrat'ta üzerlerine şunu da yazdık Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. O peygamberlerin izleri üzere Meryemoğlu İsa'yı, önündeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil'i verdik. İncil ehli Allah'ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir. Ey Muhammed! Sana da o Kitab'ı Kur'an'ı hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp ta onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir. Aralarında, Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından Kur'an'ın bazı hükümlerinden seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır. Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah'ınkinden daha güzeldir? Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. İşte kalplerinde bir hastalık nifak bulunanların, "Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye nifaka pişman olurlar. O zaman iman edenler derler ki "Sizinle beraber olduklarına dair var güçleriyle Allah'a yemin edenler şunlar mı?" Bunların çabaları boşa çıkmıştır. Böylece ziyan edenler olmuşlardır. Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilin ki Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. Onlar mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. Bu yolda hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah'ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. Kim Allah'ı, onun peygamberini ve inananları dost edinirse bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin ta kendileridir. Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kafirleri dost edinmeyin. Eğer mü'minler iseniz Allah'a karşı gelmekten sakının. Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır. De ki "Ey kitap ehli! Sadece Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olan ilahi kitaplara inandığımızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü bizden hoşlanmıyorsunuz." De ki "Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah'ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır." Yanınıza küfürle girip yine yanınızdan küfürle çıktıkları halde size geldiklerinde "İnandık" dediler. Allah onların saklamakta oldukları şeyi daha iyi bilir. Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür! Bunları, din adamları ve bilginler günah söz söylemekten ve haram yemekten sakındırsalardı ya! Yapmakta oldukları şey ne kötüdür! Bir de Yahudiler, "Allah'ın eli bağlıdır" dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Hayır, onun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, sana Rabbinden indirilen Kur'an onlardan birçoğunun azgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. Allah bozguncuları sevmez. Eğer kitap ehli iman etseler ve Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, muhakkak onların kötülüklerini örterdik ve onları Naim cennetlerine koyardık. Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni Kur'an'ı gereğince uygulasalardı elbette üstlerinden ve ayaklarının altından bol bol rızık yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür! Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. De ki "Ey Kitap ehli! Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni Kur'an'ı uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz." Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur'an onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme. Şüphesiz inananlar müslümanlar ile Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan her bir grubun kendi şeriatında "Allah'a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır" diye hükmedilmiştir. Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler. Bu yaptıklarında bir bela olmayacağını sandılar da kör ve sağır kesildiler. Sonra tövbe ettiler, Allah da onların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu kör ve sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir. Andolsun, "Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kesinlikle kafir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti "Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Kim Allah'a ortak koşarsa artık Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." Andolsun, "Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler kafir oldu. Halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse andolsun onlardan inkar edenlere elbette elem dolu bir azap dokunacaktır. Hâlâ mı Allah'a tövbe etmezler ve ondan bağışlanma istemezler? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğru bir kadındır. Nasıl ilah olabilirler? İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, nasıl da haktan çevriliyorlar. Ey Muhammed! De ki "Allah'ı bırakıp da, sizin için ne bir zarara ne de bir yarara gücü yeten şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." De ki "Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, bir çoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin arzu ve keyiflerine uymayın." İsrailoğullarından inkar edenler, Davud ve Meryemoğlu İsa diliyle lanetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü. İşledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları ne kötüydü! Onlardan birçoğunun inkar edenleri dost edindiklerini görürsün. Andolsun ki kendileri için önceden ahirete gönderdikleri şey; Allah'ın onlara gazap etmesi ne kötüdür! Onlar azap içinde ebedi kalıcıdırlar. Eğer Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilene Kur'an'a inanıyor olsalardı onları müşrikleri dost edinmezlerdi. Fakat onlardan birçoğu fasık kimselerdir. Ey Muhammed! İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah'a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da "Biz hıristiyanlarız" diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar. Peygamber'e indirileni Kur'an'ı dinledikleri zaman hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. "Ey Rabbimiz! İnandık. Artık bizi şahitlerle Muhammed'in ümmeti ile beraber yaz" derler. "Rabbimizin, bizi salihler topluluğuyla beraber cennete koymasını umarken, Allah'a ve bize gelen gerçeğe ne diye inanmayalım?" Dedikleri bu söze karşılık Allah onlara, devamlı kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetleri mükafat olarak verdi. İşte bu, iyilik yapanların mükafatıdır. İnkar edenlere ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince işte onlar cehennemliklerdir. Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri kendinize haram etmeyin ve Allah'ın koyduğu sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez. Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah'a karşı gelmekten sakının. Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim bu imkanı bulamazsa onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz. Ey iman edenler! Aklı örten içki ve benzeri şeyler, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz? Öyleyse Allah'a itaat edin, peygambere itaat edin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir. İman edip salih ameller işleyenlere; Allah'a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah iyilik edenleri sever. Ey iman edenler! Andolsun, Allah sizleri, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği avlar ile elbette deneyecek ki, görmediği halde kendisinden korkanı ayırıp meydana çıkarsın. Kim bundan bu açıklamadan sonra haddini tecavüz ederse ona elem dolu bir azap vardır. Ey iman edenler! İhramlı iken karada av hayvanı öldürmeyin. Kim ihramlı iken onu kasten öldürürse kendisine bir ceza vardır. Bu ceza, Kâ'be'ye hediye olarak varmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. Bu yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.. Sizin için de yolcular için de bir geçimlik olmak üzere deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini yemek sizlere helal kılındı. Kara avı ise ihramlı olduğunuz sürece size haram kılındı. Huzurunda toplanacağınız Allah'a karşı gelmekten sakının. Allah; Ka'be'yi, o saygıdeğer evi, haram ayı hac kurbanını ve bu kurbanlara takılı gerdanlıkları insanların din ve dünyaları için ayakta kalma ve canlanma sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah'ın bildiğini ve Allah'ın zaten her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir. Bilin ki Allah'ın cezası çetindir ve Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir. Allah sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir. Ey Muhammed! De ki "Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile." Ey akıl sahipleri Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur'an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. Halbuki Allah onları bağışlamıştır. Allah çok bağışlayandır, halimdir hemen cezalandırmaz, mühlet verir. Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kafir oldu. Allah ne "Bahîre" ne "Sâibe", ne "Vasîle" ne de "Hâm" diye bir şey meşru kılmamıştır. Fakat, inkar edenler Allah'a karşı yalan uyduruyorlar. Zaten çoklarının aklı da ermez. Onlara, "Allah'ın indirdiğine Kur'an'a ve Peygamber'e gelin" denildiğinde onlar, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz din bize yeter" derler. Peki ya babaları bir şey bilmiyor ve doğru yolu bulamamış olsalar da mı? Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz doğru yolda olursanız yoldan sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman Allah size yaptıklarınızı haber verecektir. Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman vasiyet sırasında aranızda şahitlik edecek olanlar sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına, "Akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde şüphesiz günahkârlardan oluruz" diye yemin ederler. Eğer sonradan o iki kişinin günaha girdikleri yalan söyledikleri anlaşılırsa, o zaman, bu öncelikli şahitlerin zarar verdiği kimselerden olan başka iki adam, onların yerine geçer ve "Allah'a yemin ederiz ki, bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden elbette daha gerçektir. Biz hakkı da çiğneyip geçmedik. Çünkü o takdirde biz elbette zalimlerden oluruz" diye yemin ederler. Bu usul, şahitliği layıkıyla yerine getirmeleri ve yeminlerinden sonra başka yeminlere başvurulacağından endişe etmelerini sağlamak için en uygun çaredir. Allah'a karşı gelmekten sakının ve dinleyin. Allah fasık toplumu doğruya iletmez. Allah'ın, peygamberleri toplayıp "sizden sonra davetinize ne derece uyuldu?" diyeceği, onların da, "Bizim hiçbir bilgimiz yok. Gaybleri hakkıyla bilen ancak sensin" diyecekleri günü hatırlayın. O gün Allah şöyle diyecek "Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu'l-Kudüs Cebrail ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de hayata çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkar edenler, "Bu ancak açık bir büyüdür" demişlerdi. Hani bir de, "Bana ve Peygamberime iman edin" diye havarilere31 ilham etmiştim. Onlar da "İman ettik. Bizim müslüman olduğumuza sen de şahit ol" demişlerdi. Hani havariler de, "Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. İsa da, "Eğer mü'minler iseniz Allah'a karşı gelmekten sakının" demişti. Onlar, "İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona, gözü ile görmüş şahitlerden olalım" demişlerdi. Meryem oğlu İsa, "Ey Allahım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki; önce gelenlerimize zamanımızdaki dindaşlarımıza ve sonradan geleceklerimize bir bayram ve senden gelen bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranların en hayırlısısın" dedi. Allah da, "Ben onu size indireceğim. Ama ondan sonra sizden her kim inkar ederse artık ben ona kainatta hiçbir kimseye etmeyeceğim azabı ederim" demişti. Allah kıyamet günü şöyle diyecek "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara Allah'ı bırakarak beni ve anamı iki ilah edinin dedin?" İsa da şöyle diyecek "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir şeyi söylemem benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin." "Ben onlara, sadece bana emrettiğin şeyi söyledim Benim de Rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a kulluk edin dedim. Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit idim. Ama beni içlerinden aldığında, artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeye hakkıyla şahitsin." . "Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok ki sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin." Allah şöyle diyecek "Bugün, doğrulara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür." Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'dan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır. Göklerin, yerin ve bunlardaki her şeyin hükümranlığı yalnızca Allah'ındır. O her şeye hakkıyla gücü yetendir. Bu beyti 7 defa okuyan kimsenin Allah işlerini kolaylaştırır, bağlı işlerini çözer. allah kazancına malına ticaretine bereket ihsan eder. Ve barilenallahüme fi cem’ı kesbina Ve hulle ukudel usri biyayuhin irtehat Dreamy isimli Üye şimdilik offline konumundadır 8 comments güzel Arkadaşlar ben daha öncedbn birkaç hocaya vefk yaptırmıştım olmamıştı yada yapamadılar emin değilm herneyse burak hocamla görüştk anlattım skıntımı bana celb diye bişi yaptı bekleme süreside uzunmuş biraz ama sabrednce olcak inancm geldi bu celb hocamında anlattığı gibi çok etkili oldu 26 ncı gündeyiz şuanda maşallah nazar değmesinde herşey arzu ettiğim gibi hocama burdn saygı ve sevgilermi gönderiyorum allah razı olsun vesile olduğu içn Selamün aleyküm arkadaşlar ben yaptırdım burak hocamıza elime daha yeni geçti ama tutacağına inanıyorum çünkü daha önce hocamıza bereket için kısmet açma celbi yaptırmıştım ve tuttu çok şükür ona güvenerek yaptırdım aten o yüzden bende güvende sıkıntı yok burak hoca uzakta olanlara kargo şeklinde yardımcı oluyor işinin üstadı iyi bir medyumdur tavsiye ediyorum pişman olmazsınız.. Sevdigim kisi arada hic bir sorun yokken beni aramıyor ve benimle görüşmek istemiyordu, onu aradığımda ise kısacık görüşüyoruz ve hemen telefonunu kapatıyordu aylardır budurum böyle gitti burak beye net üzerinden rastladım Harmura aşk celbini yazdı şuan aramız iyi ne dersem yapıyor hergün defalarca arıyor soruyor hocamız sağ olsun attığım bütün maillere dönüş yapıyor yapmam gerekenleri söylüyor. İnsanlar sahte dolandırıcı büyücülere medyumlara boşuna paralarını kaptırmasınlar Selam ben burak beyi arkadaşım samet sayesinde tanıdım. Uzun yıllardır bu sektörde çalışmalarını sürdürmüş. Kendisi bir çok havas konusunda artık uzman olmuş ve vergi levhası olması devlet izinli çalıştığı anlamına geliyor. Yaptığı çalışmaların etkili olduğunu anlıyor insan zaten benimde hemen 14 günde olmaya başlamıştı kullanma tarifini kargo bana geldikten sonra verdi uymam gereken kuralları anlattı çok iyi hoca başarılı hoca tavsiye ediyorum burak beyi. 7 yildir imam nikahliyim resmi nikah kayinvalidem demis ki mal mulk kalmasin diye bana kiymiyormus esimin benden onceki esindem olsn uvey kizim anlatti cok onurima dokundu esim hergun icmedem durmazdı Eve gelirken arabada para saklar Eve aldigi yiyecegin bile lafini yapar Benim sahip ciksnim olmadigi icin katlanmak zorundaydım Cunku 4 yavrum var nöro behcet hastasiyim iyice agirlastim Hep hastayim felc riskim var Beyinde odemler 3 tanede damar tikali sag tarafta Hasta caresiz getirdigi herseyin lafini yapiyordu bir yildir kira veriyor 6 yildir evin herseyini ben karsiliyordum Sorumsuz Ama hastalihim agirlasti simdi cocuk gibi gunluk 10 tl birakir eve gider aksama kadae varmiyim yokmuyum bisey oldumu ararim acmaz Ya ben bu kadina 10 lira biraktim evde coluk cocuk var nabalarlar demez benide evimide kullaniyordu. uc dory gun gezer cebindekileri bitirir alem eglence gelir kapida yalvarir seviyom oluyom affet bir ay yine ayni sini yapar Evlilik bumu Allah katinda Yemin etmek Cok yalan konusuyor mezarda yatan babasini uzerine yemin eden bir insan 7 yildir imam nikahliyim resmi nikah kayinvalidem demis ki mal mulk kalmasin diye bana kiymiyormus esimin benden onceki esindem olsn uvey kizim anlatti cok onurima dokundu esim hergun icmedem durmazdı Eve gelirken arabada para saklar Eve aldigi yiyecegin bile lafini yapar Benim sahip ciksnim olmadigi icin katlanmak zorundaydım Cunku 4 yavrum var nöro behcet hastasiyim iyice agirlastim Hep hastayim felc riskim var Beyinde odemler 3 tanede damar tikali sag tarafta Hasta caresiz getirdigi herseyin lafini yapiyordu bir yildir kira veriyor 6 yildir evin herseyini ben karsiliyordum Sorumsuz Ama hastalihim agirlasti simdi cocuk gibi gunluk 10 tl birakir eve gider aksama kadae varmiyim yokmuyum bisey oldumu ararim acmaz Ya ben bu kadina 10 lira biraktim evde coluk cocuk var nabalarlar demez benide evimide kullaniyordu. uc dory gun gezer cebindekileri bitirir alem eglence gelir kapida yalvarir seviyom oluyom affet bir ay yine ayni sini yapar Evlilik bumu Allah katinda Yemin etmek Cok yalan konusuyor mezarda yatan babasini uzerine yemin eden bir insan Arkadaşlar ben yeni 3 aydır evliyim ailemle benim aramda soğukluk oluştu ve benle eşim ailemlen birlikte oturuyorduk onlarla yasamayı istemiyorduk ayrı bi eve gecmek istiyorduk ama esim maddi sıkıntılarından dolayı gecemıyordu durumu ara ara düzelirdi bu seferde annemler engel oluyordu dil balgama ve kısmet rızık vekfi ikisini birden hazırladık Burak hocamıza sağ olsun 3 ayın sonunda dileğimize kavusabildik biraz geç oldu ama sonuç itibarı ile ayrı evimdeyim şuan. Leave a Reply

bol rızık için ayetel kürsi